GündemSiyaset - 30 Haziran 2018 11:47
Siyaset artık uzun soluklu bir süreç diyemem, demeyeceğim de artık. Siyaset sahnesinde olanlar bir tarafa, onları kayıtsız şartsız alkışlayanlar bir tarafaydı. Kimin ne dediği belli olmayan bir çıkmaz tünele soktular güzelim ülkemizi…
Siyasetin kazananı koltuk sevdalıları (!) Kaybedeni ise onları alkışlayan ikna edilmiş yoksul kesim olduğuna inanmaktayım. O yoksul kesim! Asgari ücretli maaşından, yüksek vergiler ödeyerek eline geçecek nakit parayı harcarken bile , yüksek vergi ödeyerek tüketeceği parasının hesabını yapa dursun, Devlet ihalesi alamayacağı, Devletin imkanlarından vip olarak seçtikleri gibi yararlanamayacakları kesin. ama bir diğer mutlak detay ise(!) O yoksulların Asgari ücretlerinden kesilen yüksek vergiler ve harcadıkları maaşlarından Devletine verecekleri yüksek vergilerin nimetlerinden en çok o alkışladıkları seçilen vekaletciler yararlanacak, sahiden şaşılacak iş! Yine sosyal Devlet politikası görünümlü, Sosyal sömürü üzerine kurulu bir maddi destek verilmesini nimet sayacaklar, o çoğu yüksek vergi ödeyerek asgari ücrete çalışan yurttaşlarımız. Ha ayrıca bu sözlerim halinden memmun olanlara değil, Emeğin mücadelesi kazansın isteyen diye mücadele eden kesimedir. Bilim ve teknoloji isteyenler için geçerlidir, yoksa Kek yiyerek Çay içmeyi kazanım sayanlara bir sözüm olamaz. Hatta İstanbul’da Marmaraydan geçme şansı , imkanı hatta olanağı hiç olmayıp yinede orayla övünen yurttaşları da saymam , benim sözüm sadece Teknoloji ve bilim diye yanıp kavrulan bir kesimedir. Gerçi buradan kime ne söylersem söyleyeyim , Anlattığımı ögrettiğim kadar biliyorum demektir fakat , birazda bizlerde suç yok mu? Aslında suçun daniskası bizde! Öğreti kültürü diye bir kavram vardır. Bizler bu kavramı hiç bir zaman ortaya koyamadık, Cehalet ve gafletle savaşı, öğreti kültürüyle yenemedik. Sen cehaleti yenmek için uğraşma , sonradan Cehaletin senin karşındaki kitlesel çoğunluğuna laf et; İşte o zaman Cehalete sitem Haddine de değil, hakkında değil.
Şimdi kazanmanın ilk başlangıcı için iki şart var!
1) Bildiğini öğretmek
2) Liyakati esas almak
Bildiğini öğretmek; Her kesime karşı çok özverili bir çalışma yöntemiyle , kitleleri ikna etme eğilimi
Liyakat esası ise ; Bulunduğun siyasi alanda ki en kıymetli sermayen olacağı için Siyasi ideolojini ve Anlayışını en bilge haliyle anlatmaya uygun zekadaki olanlardan seçeceksin, göreceli, söz cambazlığı yada maddi kaynak esas alınmamalı. İşte o zaman gör ki sen neler başaracaksın kardeşim…
Bayram ÇAĞLAYAN
www.saskarahaber.com
Copyright © 2013. Tüm Hakları saklıdır.